pwU_HbYAFCYf9sjIz37jjIMlUbI TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NDE BÜYÜK ZAFER-DİZİ İZLE

2 Kasım 2013 Cumartesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NDE BÜYÜK ZAFER

i i.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin YAMAN
.Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde yürütülen Türk Kurtuluş Sa'Vaşı'nınaskeri yönü; tüm ekonomik yokluklar, işgallerveYunaniler- leyişi, iç ayaklanmalar, azınlık grupıarın ey!emleri 'Ve.İstanbul. hükü- metlerinin engellemelerine karşın Büyük Zafer'le sonuçlandır,ı1mış5e tarihe altın.harflerle yazılmıştır. Sözü edilen güçlükler; hem Mustafa Kemal Paşa'nın, hem de Büyük Millet Meclisi'nin hareket alanını be- lirleyecek, sınırlandıracaktır. Sakarya Savaşı öncesi, ülkenin içinde bu- . lunduğu durum, olağanüstü yetkili Meclisin; sahip olduğu yetkilerini "fiilen" kullanmak üzere, üç aylık geçici bir süre için Mustafa Kemal Paşa'ya devretmesineneden olmuş, bu süre tartışmalı oturumlar sonu- cu sürekli yenilenmek durumunda kalınmıştır. Bunda, Mustafa Kemal Paşa'nın, kararlı, hesaph vekendinden emin tutumuyanında, kuşkusuz "Misak":ı Milli"ye kavuşmak amacının' büyük güçlükler taşıması da etkili olmuştur.' B.üyüksavaş öncesi verdiği önerge ile Başkumandanlık yetkilerini sınırlatan Başkumandan, amacı 'düşmanı kesin sonuçlu bir yenilgiye uğratmak olan Milli,Ordu'nun hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde yürütm~yi başarinlştırl• Büyük Zafer, Türk saldırısının artık bekleniI.! mez olduğu, dolayısıyla kamuoyu dikkatinin başka konulara çekildiği bir zamanda gerçekleştirilmiş, Türkiye ve dünyada büyük bir şok etkisi yapmıştır2• . ; Saldırı hazırlıklarının uzun sürmesi ve özenle gizli tutulması, ge- lişmeleri iyi değerlendiremeyen, Salahattin ve Hüseyin Avni Beylerin önayak olduğu Meclis'teki muhalefetgruplarınca sık sık eleştiri konu- su yapılmıştır. Ocak 1922'de Başkumandanlığın Ankara'da, yani cep- heden uzakta olduğu belirtilip görevini iyi yapamadığı ,!urgulanırken, eleştiriler daha sonra acımasıil saldırılara dönüşmüştür. "Sakarya Sa-
(1) Atatürk, Söylev (Nutuk), C. II, Ankara, 1978, g. 478-485. (2) Yaman, Ahmet Emin, "Kurtuluş Savaşı Basınında Büyük Zafer", ı. ZaferSempoz- yumu, Afyon, 1989,
A. EMİN YAMAN
, yaşından sonra, aylar geçtiği halde, ordu niçin saldırıya. geçmiyor? Ne olursa olsun saldırıya geçmelidir!Hiç olmazsa daı:,bellibircephede bir saldırı yapılmalıdır ki, ordumuzun saldırı gücü olupolmadığı an- laşılsın!" sözlerine karşı koyuhir. "Muhalefetin sonradan ortaya çıkan kanısı; ordum:uzunsal- dırı gücü kazanamayacağı noktasında toplandı... Bu kez "Bizim gerçek düşmanımız Yunanlılar ve Yunan ordusu değildir. Aslına bakılırsa, Yunan ordusunu bütünüyle yen-o sek de bununla iş bitmez. İtilaf devletlerini, özellikleİngiliz- .1~rİ'edimli olarak yenmemiz gerekir. Onun için, Yunan or- dusu karşısında az bir kuvvet bırakmak, asılorduyu Irak kuzey sınırına yığıp İngilizlere saldırmak gerekir..." di. Bu olumsuz pr'opaganciada tutmayınca; "Nereye gidiyoruz? Bizi kim nereye süriiklüyor?..Koskoca ulus belirsii, karan- lıkerklere akılsızca sürük1enir mi?" diyorlar. Bunu Meclis' ten Ankara ve ordu birliklerine dek yayıyorlardı; Rauf Bey, sık sik ve gizliceMustafa Kemal Paşa'ya "Hıç oİmazsa ger- çek durumu bana sÖyle.Ordu ne,durumdadır? Gerçekten i saldırıya geçmeyecekmi?".diye soruyordu3• i, Ken4isine, yakın arkadaşlarına ve orduya katşı yapılan bu ve bu- na benzer saldırİlara ka.rşı direnen ve cevabını Büyük Zafer'le veren Başkumandan, ,zaferdensonra katıldığı (4 Ekim 1922tarihli) ilk meclis oturumunda, sürekli alkışlarla kesilen konuşmasında konuya değinmiş- tir. Hürmet1e anmak zorunda olduğunu belirttiği, askeri harekatla ilgili üç kişi; Erkan-ı Harbiye-i Umurniye Reisi Fevzi Paşa, Garp Cep- . hesi Kumandanı İsmet Paşa ve Müdafaa-İ Milliye Vekili Kazım. Paşa ile 25 Ağustos'ta "... Taarruz edeceğiz,bilafasılatakipedeceğiz ve duş- manı imha ederek, nihayet beh(,mehal muvaffak olacağız" dediklerini. söyler. "Bu kanaata sahip olmayanlar da vardı, hatta ordumuzun, ye- rinden kıpırdayamayaclJ~ğınıve taarruz yeteneğinden yoksun olduğu zehabına.kapılan kimseler de vardı. Belkide bu s'ôzieridüşmanı ümit- lendirdi. Belki isaberoldu. Fakat, bugünelde edilen sonuca yardımcı olduklarından onıara da.ayrıca.teşekkür etİll\:lkgerekir"4 sö'zlerimec- liste gülüşmelere yol açar. . Konuyu, bu oturumda; Meclise bakış açısını tekrar 'ortaya koy- mak zorunluluğunu hisseden, savaşın gelişimini,' geleceğin Türkiye'si . (3) Atatürk, a.g.e., s. 465-468,480-485. M. Kemal Paşa, en çok çalışan ve kışkırtanlarm Rauf ve Kara Vasıf beyler oldugunu söyler. '(4) T.B.M.M. Zabıt O:ridesi (Z.C.)~ C. XXIII, (4.9.1338),s. 273.
, ,
TÜRKİYE' BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 149,
'hedefini anlatmaya çalışan Mustafa Kemal Paşa'nın bu konuşmasıyla açmak istiyoruz:' ' Meclis en karanlık, en kötü günlerde, sarp ve yalçın kaya gibi azim ve imanı ile, milli meselelerde şaşmaz bir sağduyu ile daima doğruyu, iyiyi bulmuş ve seçmiştir. Milletin geleceğini doğrudanüzerine alarak karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, teredddüt yerine azim ve i,ma~ koyan, yokluktan koskoca. bir varlık çıkaran Meclisin, civan- ,mert ve kahraman ordularının başııidaki bir asker olmak, sadakat ve iteatiyle emirlerini yerine ,getirmekten dolayı duyduğu memnuIiiyeti belirtir ve "bütüIi düIiyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve istikHil fikrinin zaferinden dolayı tebrik" eder. \ Başkumandanlık Kanununun çıktığı güIiden başlayarak bir yıllık gelişimi anlatır. Düşmanın, ordumuzun zayıf, taarruz ve takip etmek değil, yerinden kıpırdayamayacak durumda olduğunu, Meclisimiz ve hükümetimizin zayıf ve ümitsiz olduğunu zannettiğini ve bütün bu nok- talarda en büyük hataya saptıklarını ve derin bir gaflet, içinde" oldukla- rını vurgular. \ Milli amaca' ulaşmak 'için, askeri faaliyetin zorunluluğu iyice anla- şılınca, Başkumandanhk ertelediği, saldırı 'kararını yerine, getirmeye karar vermiş ve her türlü ön çalışmayı tamamlamıştır. Yapılan plan, "... düşman ordusunu kaçırmak için değil, fakat tutup boğmak esasını ihtiva eden bir pIandı". Bu plan doğrultusunda hazırlık emri verilmiş, amacı gizlemekte de yarar görülmüştü. Başkumanda nlığın bu kar~rını hükümet de onaylamış ~e teşvik etmişti. 26 Ağustos'ta başlayan saldırı hareketini ve düşman,ın durumunu. ayrıntılarıyİa anlatan Mustaaf Kemal Paşa, 27 Ağustos sabahı, 1310 rakımlı Erkmentepesi'ıiin a1ınmasıyla düşman cephesinin yarıldığını belirtir. "... 26 Ağustos sabahı başlayan ve beş gün beş gece devam eden Afyon-Karahisar ve Dumlupınar Meydan Muharebesi hitam bul- muş ve düşman kuva-yi asliyesi imha edilmiştir ... Bu muharebenin ne- ticesi Yunanlıların ve ,RumIarın kalbinisındırmıştı. Binaenaleyh bu muharebeye Yunan Sındığı Meydan Muharebesi demek pek muvaffık cilur"du. Savaşı kabul eden .düşman kuvvetleri sağa sola dağılmıştır. Çekilen askeri birliği yoktur. Firar eden düşman askerleri vardır. Mu- danya'da gör-Uşmel¥r başlamıştır; . '
•.. "önümüze dikilen bütün mevanii birer birer yıkıp aştıktan sonra bugün aı:tık Misak-ı Milli'üin çizdiği hudutlar dahilin- de, mesut, müreffeh ve hür yaşamak için, her, ne lazımsa,
150 A. EMiN YAMAN
bunların hepsini istihsal edeceğiz (alkışlar)... Bu zafer, bize bit imkan bahşediyor. ~iz, bu imkanı memleketimizin, İnil- letimizin münevver, mesut vemüreffeh istikbali için kullana- cağız (inşallah sesleri)". ' "
''I
"muharebe meydanlarında her bii"i ayn ayrı bir menkıbe bir destan teşkil eden harekatta emsalsiz kahramanlıklar ve şehamet göstermiş subay,er ve kumandanIarı hürmet ve takdirie" anan M. KemaLPaşa, "şehitlerimize fatihalar it- har' edip, konuşmasını "şehamet meydanında ölenlerin ana- larına ve'babalarına taziyeler değil, fakat; tebrikatımızı ısal edelim (şiddetli alkışlar)"5 sözleri ile noktalar.
Mustafa Kemal Paşa'dan sonra söz alanlardan, ŞerefBey (Edirne), özlü bir teşekkür konuşması yapar. Hüseyin ,Avni Bey (Erzurum), Başkumandana hürmetlerini sunduktan sonra, o güne kadar söyledik- lerini unutmuşcasına, şunları söyler:
"Milli mefkDreninrehberi olan Gazi Paşa Hazretleri, bugün bu ordunun kumandanIığılıı kabul ettiği gibi, milli mefkfı- renin rehberliğini de kabul etmiştir... Ne büyük, ne,azamedi ,bir ruh!... Bugün bu zaferi,bize tebşir eden Başkumandan- dan rica e"derimki, çiftçinin başında yine o zekaları saye- sinde bu cihan iktisadiyatında tezkar etmelerini,Cenabı Hak'tan temenni ederim".'
Tmıalı Hilmi Bey (Bolu), Orduyu, zaferin yü~eliğive büyüklüğü- nü anlamlandıracak kelimebulamadığını belirtip, "... Obüyük ordunun 'başında bulunan, o büyük ins,!-nakarşı yalnız tevcih edilecekbir ün- van, bir sıfat" arayışındadır. Bu, "yalnız muzaffer bir kupıandan de- ğil, taçh bir zafer değiI,en büyük bir unvan" olma:ııdır6•
Türkiye Büyuk Millet Meclisi'nin (TBMM), Büyük-Zafer öncesi herzamanki olagan işlerini YÜ1'ütt(iğü;yasamayetkisini kullandığı, dış ilişkiler ve iç güvenıik meseleleriyle uğraştığı, bakanlık bütçelerini görüşmeye başladığı görülür. "Taarruza" ilişkin herhangi bir konuşma, ima sözkonusu olmanuştu'?
'(5)
(6) (7)
aynı yer, s. 264-276; ayrıca bkz, Atatürk'ün Söylev ve DemeçIeri, 1961, s. 247-269. ' Z.c., C. XXIII, (4:9. 1338), s. 277- Z.c., c. XXIL, bkz. s. 313-36.1.
c:.ı,Ankara,
TÜRKiYE BÜYÜK MiLLET MECLisi'NDE BÜYÜK ZAFER 151
Gizlilik gerektiren konuların görüşüldüğü oturumIar, oldukca hareketli geçmektedir. Ea çok tartışılan konulardan biri; Amasya, To- kat, Samsun çevresinde görülen Pontus teşkilatına mensup eşkiyanıl1 son zamanlarda müslümanların can ve malına verdikleri zararlar ve halkın moralinin bozulmasına ilişkindir8• Kuruluş amacının, "... or~ duyu takviye etmek ve ordunun gerilerindekiemniyet ve asayişi temin etmek...'j9 olduğu bdirtilen İstikIlil' Mahkemesinin bu bölgede de ku~ rulmasİna ilişkin hükümet teklifi LO büyük tartışmalara neden olmuş, . reddine ılişkin tezkereler wrilmiştilıı. Bu tartışmalar büyük taarruz günlerinde de sürmüştür12•
Basındaki Vcnedik Konferansı'na iişkin haberler etk"iıi olmuş ol- malı ki;. Mustafa Durak Bey'in (Erzurum), Yunanlıların İstanbul'u işgaledeceklerine dair sorularına' ve Rasim Bey (Ceb~libereket) ve arkadaşlarının İngiliz Generali Townsend'ın Ankara'yı ziyaretlerinin siyasi anlamı hakkındaki sorularına; Rauf Bey (Heyet-i Vekile Reisi), doyurucu cevap veremernekte, ortada resmi bir sonucun olmadığıIlI belirtmeye özen gösterdiği sezilmektedir13• Söylentinin doğru olup ol- madığının araştınlması, İtilaf devletlerinin tavırları konusunda bilgi alınmcısı istemine karşı Rauf Bey, İtillif Devletleri'nin İstanbul'u işga- lini tanımadıklarımbelirterek, böyle bir soru sormamn işgali meşru- laştıracağından çekindiğini söyler.
BMM'de, değil saldından, savaştan bile söz edilmediği, belki de birçok milletvekilinin.aklından bile geçirmediği bir zamanda, 26 Ağus- tos Cumartesi günü öğleden sonra Rauf Bey'in isteği üzerine gizli otu- ruma geçilmiş, Rauf Bey, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye V~kili Fevzi Paşa'dan aldığı telgrafı okuyarak ,saldırı müjdesini vermiştiri4•
(8)
(9) (lO) (ıı)
(12) (13) (14)
'T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları (G.C.Z.), C. lll, s. 651, 684, 680. Tokat milletvekili .İtıfat Bey, konuya daha değişik bir açıdan bakmakta, "..: Bir yerde asayiş olmazsa, cı memlekette para da olmaz..." görüşünü örneklemektedir. aynı yer, (27.7.g338), s. 635. .aynı yer, (26.7.1338), s. 606. aynı yer, s. 631, Selahattin Bey (Mersin) ve arkadaşları. teklifi daha da.genişleterek. İstiklfıl Mahke~eleri'iıin çalışalarma soı; verilmesini önermişlerdir. . aym yer. bkz. s. 7211-7ı4; 744. aynı yer, (31.7.1338). s. 642. 640. ayni yer, (26~8.1338),s. 710-711. Buoturumdan sonra 6 Eylül'e kadar gizli oturum. yapılmamıştır; ayrıca bkz. Z.c.. C. XXII. (26.8.1338), s. 362-364. Konu meclise su- nulmadan önce hükümet, görülen lüzum üzerine Ankara ve çevresinde İsti.klfılmah- kemesi kurulmasına ilişkin tezkere vermiştir; Atatürk'ün Tamim. Telg. ve Beyanna-
152 A. EMİN YAMAN
GeQenyıl hükümet merkezimizi 'İşgal ve kuvvetlerimizi dağıtmak amacıyla yapılan saldırıyı, Sakarya boylarında dağıtan dünyada eşi bulunmayan yetenekli ve fedakar insanlardan oluşan kahrariıan ordu- muz"eksiklerini tamamlamıştı. ,"Butaarruzdan dolayı millet vememle- . ket tamamiyle hemfikirdi.Milletimizher türlü istiktiilehak kazanmıştı". BağımsızlıkhakkımıZldüşmanlardan alacağımızı, ordumuzun en yakın ,zamanda kesin zaferler kazanmasını dileyen Rauf Bey, saldırının bir- kaç gün son derece gizli tutulmasının, kesin askerlik 'gereği olduğunu. belirtir. Konu hakkında söz alan olmaz. Hiçbirşey ölmamışcas~a mec- lis gündemine geçilir. 28 Ağusto"sgünlü oturumda, Meclis İkinci Başkanı AdnanBey, 27 Ağustos:ta BaşkuI'l1andanMustafa Kemal Paşa'nın Meclis'e gönder- diği telgrafı okurIS:İki gündür aralıksız devam eden savaşlar sonucun- da düşmanın Afyon mevziileridüşürülmüş, Afyon geri alınmıştır. Bir- çok esir, ağır vehafif top ıle her çeşit savaş malzemesielegeçirilmiştir. Düşman mevzilerinin çoğu birkaçhattan oluştuğundan, askeribirIik- lerimiz,sağlamlaştırılmış bu hatları arka arkaya düşürmek zorunda kal- .mıştır.Hazırlıklarımız, her çeşit fenni araçlar ve Çeşitliengelleiledona- tılmış ve takviyeedilmiş düşman meyzilerini bazen bir saatten az bir zamanda düşürmeyi sağladığıgibi,er vesubaylarımıZlndünyaca bilinen cesar.etve kahramanlığı bir kez daha görülmüş ve kanıtlıinmıştır. Ku;- mandanlanmızın \sevkve idarede düşman kumanda heyetine üstünlüğü açıkca görülmektedir. T.B.M~M.Ordularının üstün değer ve yeteneği sebebiyle "Meclis-İ Ali'yi tebrik ederitil". Milletvekilleri, şiddetli alkış ,ve başarı dilekleriyle memnuniyetlerini dile getirmişlerdir.. Söz alan Rauf Bey,dün vebugüıi kendisini ziyarete gelenRus ve .Azerbaycan sefirIerinin, ordunun zaferlerinden dolayı Meclis'i tebrik. ettikleriIii arzetmiş; Hamdullah Suphi Bey'in (Antalya), Başkumandan -Paşa veQrdu'ya Meclisadına teşekkür edilmesineilişkinteklifi üzerine, Mazhar Müfit Be)"m önergesı okunmuş ve oybirliği ile kabul edilmiş- tir. Önergede, düşman saflarını yararak AfyonkarahisarımıZl geri .al- mayı başaran şanIı ordumuzun kumandan Vesubaylarına ve bütün ef- radına Meclisin hürmet ve selamları ile,'devam eden taartuzda başarılı olmaları dileklerinin ulaştırılması istenmektedirl6• Coşku içinde 'dua . .
. meleri C. IV Ankara, 1964, s.' 446. Başkumandan M. Kemal Paşa'pm Ankara'ya çektiği telgraf, "Garp Cephesİndeki ordularımız tevfikat-ı Sübhaniyye'ye istinaden Ağustos'un 26. Cumartesi günüdüşmana taarruza başlayacaktır." (15) Z.C.,C. XXII, (28.8.1338), s. 368. (1(i) aynİ yer, s. 368:-369. \.
TÜRKİYE BÜYÜKMİLLET MECLİsİ'ND,E BÜYÜK iAFER 153
edilmiş, 26:8.1338 tadhli, savaşın başladığına ilişkin hükümet tezkere- si okunarak, gürtdem gereği Şer'iye VekaletiBütçe görüşmelerine ge- çilmiştir. ' .
30 Ağustos ,günü, Rauf Bey, Afgan ve İran sefirlerinin kendisini . ziyaretederek son zaferlerden dolayı Meclisi kutladıklanm, kendisinin de Meclis adına teşekkürterini bildirdiğini arzeder. Meclis Başkanlığı- na, Afyonkarahisar'ın geri alınmasından dolayı, Akşelıir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığı ve Ka~aağaçBelediye Başkanlığı'ndan kut- lama telgrafları gelmiştir. Gerekli cevabı Meclis' Başkanİık Divanı ve- recektirl7• Gündemde yer alan, çeşitli suçlardan hüküm giymiş kişi- lerin af edilmeleriyl~ ilgili maddelere geçiİirls. '. ' 31 Ağustos, Meclisin oldukca sakin olduğu, savaşla ilgili hiçbir konunun görüşülmediği, haberin verilmediği, .kutlama :"'telgraf1arımn dahi olmadığı bir gündürl9• .' '2 Eylül günü, Meclis'in suskunluğu, belirsizliklerin ortadan kalk- masıyla yerini hareketlilik ve coşkuyu bırakmİş, cepheden gelen başarı haberleri ve Anadolu'nun dört bir yamndan gönderilen kutlama tel- graflarıyla şenlenmiştir.Bu günden itibaren meclise gönderilen kutlama, telgraflarında bÜyükbir patlama olmuş, sadece gönderen kişi yada ku- ruluşların isimlerinin okunması bile Meclisin büyük zamanını almış- tır20• Bunun için sadece çok önemli görülen telgraflar okunacaktır. Meclisteki coşkuyu ,şu alıntılarla vermek istiyoruz; , v
~ • , i "Reis: Ordumuz Eskişehir'~ girmiştir tebşir ederim (Alkış- . lar, daha var sesleri) (Bu esnada Müfit Efendi tarafından' binen dua edilmiştir)" " "Rauf Bey- Efendim şimdi Başkumandan Paşa (1/2 Eylül 1338 gecesi)Uşak'ın istirdad edildiğini' tebşir ediyor efendim (Şiddetli alkışlar )"21. 4 Eylül 1922 günlü,Meclis otur~munda, artık gündemlerin olagaİı maddesi haline gelecek olan, milletvekillerinin ızin istemleri görüşül-
(17) aynı yer, (30.8.1338), s: 409. (18) aynı yer, s. 408-413. (19) aynı yer,' (31.9.1338). (20) aynı yer, (2.9;1338),s. 462 ve ayrıca bkz. ss. 483; 512-513, ŞJ5,552, 562, 569-570, 584-585, ayrıca bkz. C. XXIII., ss. 4-9, 46-48, 99-100,107,109,135, 153-154, 166- 168, 223-224, 252. (2ı) Z,c., C. XXII, (2.9.1338), s. 466.
154 A. EMİN YAMAN
, meye başlantr. Kurtarılan yerlerin milletvekilleri, bölgelerine gitmek istemektedirler. Ynılı izin istemini görüşü!üp, kabul edilmesi için ye- nileyen Ragıp Bey (Kütahya) oldukca kararlıdır; "...Memleketim harabolmuş, yanmış, katliamİcra edilmiş. Beni şimdiseçmenlerimyan- larında gqrmek istemezler mi!.:. Eğer siz mezuniyet vermezseniz ben istifa eder giderim":l2.Ragıp Bey'e 15gün, iki senedenberi izin kullan- mamış olan Besim Atalay Bey'e (Küüı.hya) isteği üzerine bir ay izin verilir23.İzin isteklerinin artması meclisizor duruma sokmuş, oturum- lar i,çin çoğunluğun sağlanamaması problemini ortaya çıkarmıştır. Meclise sunulan "B.M.M. Riyasetisaniyesi Tezkeresi"den görüldüğü kadanyla, .bu milletvekilleri ;uzun zamandanberi mehsubu oldukları memleketi görme, ailesi, akrabaları ve hemşerilerinin ihtiyaçlarını öğ- remrtek amacıyla izin istemektedirler. Ancak, Ankara'da mevcut üye sayw 2000lmadıkca hiçkimseye izin verilmemesi kararlaştırılmışt!. Bugüne kadar geri alman Kütahya, Afyonkarahisar ve Eskişehir mil- . letvekmerinin izinli alanlarının sayısı 2Q olmuştu. Geri alınacak yerlerin, milletvekili sayısı 37 idi ki, toplam 57 kişi olduğuna göre, hepsi gidince Meclisin toplanması mümkün olınayacaktır24. Bu oturumda ayrıca, yine meclis gündemlerinin olağan maddesi durumuna gelecek, uzun tartışmalara nedt'n olan bir başka konunun ilki görüşülür. Bu, 26 Ağustos'tan 31 Ağustos'a kadar Afyopkarahisar ve Dumlupmar silvaşlarında olağanüstü hizmetleri geçen bazı kuman- danların 'RM.M. takdimarnesiyle taltiflerine ilişkin Başkumandanlık tezkeresidir. Kazım Paşa'nın verdiği bi}giyegöre. (Müd. MiL.Vek); .Başkumandanlığın teklifi üzerine, mevcut kanunlar gereğince, isim ve , rütbeleri belirtilen kimi kumandanlar terfi 'ettirilmiş, kimileri takdir- name ilesevindirilmiştir. Terfi ettirilenler arasında, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa'nın müşirliğe, Garp"Cephesi Kumandanı İsmet Paşa'nın ferikliğe terfi etmesi dikkati' çekmiş, teklif edilmesine' rağmen bir yıllıksüreyi doldurmadıkları için Fahrettin Paşa ile İbrahim' v..¥NazmiBeylerinterfi ettirilemediği, RM.M.nden bir sene içinde iki takdimame alırlarsa mümkün olabileceği belirtilmiştir:l5• Konu, meclis içinde bir anda sert tartışmalara dönüşmüş, hükü- metin istifasını bile gündeme getirmiştir. Operatör Emin Bey, "Takdir- name verelim" derken, Yasin Bey, "bu taltifleri Başkumandanlık mı
(22) aynı yer (4.9.1338), S', 484. (23) aynı yer, s. 487. (24) aynı yer, s. 483-484 (25) aynı yer, s. 472-473.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 155
teklif ediyor, yoksa Müdafaa-i Milliye Vekaleti mi ?"sorusunu sormuş,. asıl acımasız eleştiri Hüseyin Avni Bey'den gelmiştir. Sözlerine, HaKi- miyet-i Milliye Gazetesinde "filan ve filan zevatm terfileri hakkında ira- dei milliye sadır olmuştur" kaydını görerek hayn~tler içinde kaldığını belirterek başlamış, irade-i milliyenin Meclisin manevi şahsiyetinde bu- lunduğunu, "B.M.M.'nin şahsiyeti maneviyesinin ordusunda bit zabi- rin terfii, bütün millet iradesinin tecelliğahı olan RM. M. 'nin şahsiyeti maneviyesinin iradesiyle taallük etmeliki .. "o subay giyeceği förmamn şerefini taşısın, "ben müşirim diye 'emir veTmek saHihiyetini haiz ol- sun" yapılan işlem hatadır görüşünü savunmuştur. Konuşmalarında asıl hedef hükÜmet gibi sezinlenmiş ve cevap verilmişse de, asıl hedefi Başkumandan .Mustafa Kemal Paşa'dır. Şu sözleri dikkati çeker ve Başkumandam suçlayıc1 niteliktedir;
\ "bazı kimselerin terfii ten3ibedilmiş. Heyet-i Vekileye mua- melesini yaparak inha edilmesi için yazılmıştır. Bu hukuk, hukuku hükümdari v~ hükümranidir" Bu ise "yegane Mil-. iet Meclisinin şahsiyeti maneviyesindedir. yıldızları vermek hakkını millet B.M.¥. ne vermiştir ... hükümdarın salahiye- tini şu veya bu z,at istimal ederse' o rütbegayri meşru kalır. Hiçbir zabit o rütbeyi üzerinde taşıyamaz ... muzafferiyeti- miz ve şerefimİz için, hiçbir kudretin irades-ine girmemek için burada çırpımyoruz. Bizim hakkımıza riayetkar olmayanlar, hakimiyeti milliyenin tecelligahına tecavüz etmiş olurlar. Bunlar nazarımdaYunan'dan başka bir şey değildir ... Çün- kü hakimiyet-i milliye kanununa riayet edilmiyor. Bu rüt- beleri verebilmek için kanuni bir hakka malik olmalı ve şah- sen Müşirden büyük bir rütbeye malik olmalı, oda B.M.M. dir.,ı ..."bu .terfiin İrade i milliyeyi ihlal edecek mahiyette olduğunu, Müşİriyet forınasının "irade-i seniyye" ile "ve- rildiğini" ısrarla vurgular26• . . Meclisin kendi hakkını kullanma hakkını, yetkisini, Meclis başka- nına vermediğini belirtir. Yahya Galip Bey'e (Kırşehir) göre de işin içinde "Müşirlik ve Feriklik" vardır27• Yani bu işlemler olmasa iti- raz da olmayacaktır. Kazım Bey ve Rauf Bey, eleştirilere cevap verme- ye çalışmışlar, suçlamaların sadece kendilerine yöneltildiği xarsayımın- dan hareketle işlemin doğruluğunu savunmuşlardıl'. "Yaptığımız mu-
(26) aynı yer, s. 473, 475-477, 479, 481. (27) .aynı yer, s' 474.
156 , A. EMİN YAMAN
amele kanunun ve usulün ve teamülün haricinde b~rşeydeğildir~Bu zevat gösterdıkleri hizmetin, fedakarlıgıri mukabilindeta1tif edilmiş- lerdir" Meclisin vekili sıfatıyla, Meclisin kabul ettiği ve.uygulanmasını arzu ettiği kanunla~ı uygulamak suretiyle karar verdiklerini, müşirli- ğin askerlikte "gayei metatip"olduğunu, kanunda' na.sılişlem yapıla- cağına dair kayıt olmadığını, "müşir şöyle olur, fefik şöyle olur" diye , bir kanun olmadıkça işlemin.doğru olduğunu, k~ndiliklerinden onbaşı- lık bile veremeyeceklerini dile getirirler. İktidar mevkiindeki Heyeti Vekileyi, Yunanlılar 'kadar memlekete muzır gören H. Avni Bey'in, o Heyeti V~kileyiyerinde tutmaıda çok büyük.bir cinayet işlemiş ola- cağını belirten Rauf Bey'in sözlerine H. Avni Bey, "yanlış anladınız. sizleri kastetmedim, lIakimiyet-i Milliyeyiçok kıskanırım" cevabını vermekle hedefinin M. Kemal Paşa olduğunu açıkca göstermiş; ancak buna meclisten tepki de gelmemiştir. Çünkü, o güne dek, Başkuman- dam, Müşirliğe, Meclis teklifve terfi ettirmiş olmakla beraber, yapılan terfilerin meclisee onaylanması gibi bir kanun, bir eğilim görülmemiş- . tif8• Rauf Bey'in deyimiyle, "Bugüne kadar binbaşılar, kaymakamlar, miralaylar için Heyet-i Aliyenin ekseriyetle intihab ettiği Reisin imzası muteberoluyor da bugün neden olmuyor"du29 •
.Salahattin Bey(Mersin)-Meselenin asla ait değil, usııle ait olduğu- nu, işleminaceleye getirildiğini, "Mesuliyet-i Vükela Kanunu"nun görüşülmesiyle çözümlenebileceği, ancak şu anda yapılan işlemin doğ- ru olduğunu savunur. Refik Şevket Bey (Saruhan), "Bundan sonra yüzbaşı, mülazim olacaklar hakkında muamele de buraya mı gelecek" sözleriyle iş~emindQğruluğunu belirtir. İhsan Bey (Cebelibereket), Ra- uf ve Hüseyin .Avni Beylerin ileri sürdüğü düş'Ü,nceleriözetleyerek, Rauf Beyin, işlem doğrudur, doğru bı.ılmazsan'ızgüvensizlik meselesi- ni sözkonusu ediniz. Güvensizlik veriniz sözlerini tekrarlayarak, "İş- te, Hakimiyet-i Milliye sahas~açıktır. Ne korkuyorsunuz d.er"Mustafa Necati Bey'e (Saruhan) göre meseleçok basittir. Ortada birşey yoktur. Ordumuz ilerlemekte, Meclis bütün ruhuyla zaferimizi alkışlamaktadır. Terfileri herkes kabul etmektedir (ordu meselesiyoktur sesleri). "Koca- man bir.gürültü var, fa.kat içi de koftu~. Bugün zaferle ilerleyen ordu önünde, bu meseledinmünakaşası fena bir netice verecektir" Bu işlemi . alkışlarla bitirelim ve tliltifleri kabul edelim der30• '
(28) aynı.yer. s. 473-475. (29) aynı yer. s. '476. (30) .ayıp yer. s. 479-480.
/
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsi'NDE BÜYÜK ZAFER .157
Yeterlilik önergeleri verilmesi üzerine, Başkumandanın yazmış ol- duğu takd~ame ile taltif edilecek kişilere ait tezkere oylanır ve itti- fakla kabul edilir. Bunun üzerine, terfiedemeyen Fahrettin Paşa, İbra.' him ve Nazmi Beylerin terfi ettirilemediklerine göi:e tal<:ditnameile -="" -gizlioturumda="" .6="" .="" .dolunca="" .etmemek="" .okuninu="" .v="" 15-16="" 1920="" 20="" a="" afyonkarahisar="" ait="" al="" alarak="" alm="" alt="" an="" arkalarfn="" art="" askerlerimiz="" ba="" baz="" beli-="" belirtilir3="" belirtmesi="" belki="" bey="" bildirir.="" bilgi="" bir="" bozulmu="" bu="" bunlar="" bunun="" cakt="" d.="" d="" da="" de="" dekesmi="" den="" di="" divan="" dolinas="" ed="" edilmesrhk.="" edilmi="" ehir="" eken="" ekilde="" ekilen="" el="" emriyle="" er="" era="" erkan-="" eski="" etmeye="" eyl="" faaliyetini="" fehmi="" fevzi="" firar="" g="" galine="" gelmemi="" gelmeye="" gelmi="" geri="" haleldar="" harbiye-i="" hasan="" hem="" hen="" heyet="" hin="" i:.="" i="" idame="" ifaya="" iki="" il="" ilgi="" ilgili="" imkan="" in="" incelenmek="" k="" kabul="" kalan="" kald="" kanl="" kanun="" kar="" karar="" kat="" kaz="" kesecek="" kin="" kla="" koldan="" konu="" konulacakt="" konulara="" konusundaki="" kumandana="" kumandanl="" l="" laca="" lam="" lamak="" lanm="" lar.="" lar="" laz="" ld="" leminyap="" len="" lerdir.="" lerinin="" lerle="" lin="" lmeden="" m="" maliye="" man="" mandan="" mankuvvetlerinin="" mazhar="" meclis="" meclisin="" memesineili="" mep.subin-iaskeri-="" mgelen="" mil.vek="" milletvekillerinden="" milliye="" n="" na="" nahavale="" nali="" nan="" nazar="" nda="" ndansarf="" nderdi="" ne="" nerge="" nergeler="" nerisi="" nisab="" nl="" nlarak="" nlemleri="" okunur33="" oldu="" olumlu="" onlar="" oturumda="" p.a="" p="" pa="" peri="" r.="" r="" ra="" rahatl="" ramas="" rdi="" re="" recek="" reisi="" ri="" rs="" rt="" s="" sa-="" sa="" seneleri-="" siyah="" stanbulmebusu="" t="" ta1tineri="" ta="" tahsil="" tekalif-i="" teklif="" teklifi="" tir.="" tir34="" tir35="" tirn.="" tm="" tur="" u="" umurniye="" uygun="" va-="" va="" ve="" vekijeye="" vekili="" verilir="" verilmesi="" vicdaniyeyi="" y="" yakaland="" yapmalar="" yaz="" ye="" yeden="" yerine="" yerlerden="" yerlerin="" yerlermilletvekillerine="" yla="" z="" zabitan="" zaferlerin="" zakereyi="" zere="" zerine="" zife-j="">(31) aynı yer, s. 482.' (32) aynı yer. s. 586; M. Kemal Paşa, 4Ekhn 1922 tarihli oturumda. Başkumandanlığın icraatında Maliye Bakanının gösterdiği kolaylığın kendilerine güç verdiğini belirtir. (33) aynı yer. (6:9.1338); s. 511. . (34) aynı yer; s. 513. (35) aynı yer, s. 513-514. (36) G.C.Z., C. III. (6.9.1338), s. 746. .
158
,
A. EMİN YAMAN
Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi, düşmamn asıl Qrdusunun yok edilmesi 'safhasını teşkil eden 30 Ağustos Muharebesi, Gazi Mus- tafa Kemal Paşa'nm nezaretinde eereyan etmiş ve kesin sonuca ulaş- mıştır. Trikopis, Anesti' gibı büyük komutanları başta. olmak üzere düşman, asıİ,ordusunun enkazmı teslim etmiştir. Ordumuz. için bir am olmak ve Başkumandammıza sevgi, bağlılık ve sarsılmaz güvenimize yeni bir kanıt olmak üzere "30 Ağustos 1338 Muharebesi"ne Batı Cep- hesinee,"BaşkumandanIık Meydan Muharebesi" adı verilmiştir. Hü- ,kümetia- bilgisine sunulmakta" Meclisin de haberdar edilmesi, ancak kon~nun şimdilik yayınlanmaması rica ediÜnektedir. Konuya ilişkin konuşmasında Kadri Bey, (Diyarbakır), yeni adı benimsemiş olmalı ki; Başkumandanlık Meydan Savaşı 'sonunda düş- mamn tüm' kuvvetlerinin imha edildiği Kızıltepe deresinin, "Yunan Sındığı" olarak adlandırılması .ve'haritalarda bu. şekilde düzeltilmesi i~in önerge verir. Milletvekillerinin itirazları arasında söz alan Hüse- yin Avni Bey, "... bu harbi diınağ yapmıştır. Doğrusunu söyleyince' tarih kendilerini altın yazı ile yazacaktır. Lütfen anhımadun. Bu ihti~ i sas, dimağ meselesidir. Erkan-ı Ha;rbiyeböyle isim verilmesind~ ittifak r ediyor. Fakat bendeniz anlamacj.ım..." diyerekitirazda bulunur. Meclis r ertesi gün toplanmak üzere dua edilerek çalışmalarına ara verir37• Daha sonraki oturumlarda görüldüğü üzere H. Avni Bey'in dimağ dediği meclistir. Anlayamadıı~ı ise Mustafa Kemal Paşa'mn eşsiz önderliği ve~ onun takdir edilmesidier. 7Eylül günü öncelikle, Başkumandan tarafından RM.M. Başkan- . lığına gönderilen, adları yazİlı "teyyareci zabitan"ın özel kanun gere- ğince B.M.M. takdimarnesiyle taltifleri isteği görüşülmeksizin oybir- liği ile kabul edi1ir3s• Artık, savaşın sonucu ile ilgili yeni işlemler yap- mak gereği de ortaya çıkmaya başlamıştır. "İctaVekilleri Heyeti Ri- yaseti", tutsakların "iaşesi" için "Sıhhiye" ve "Muavenet-i İçtimaiye" ,bütçesine kırk bin' lira ek ya.pılmasına i;lişkin tezkere vermiştir. Meclis, "Muvazene-i Maliye Encümeni"ne havale eder39• Ba:ş~anlık Divanı'nın hazırladığı, "nisabi müzakere"vhakkındaki tezkere okunur40: Başkanlık divanı, izini biten miiıetvekillerinin, Mec- lis'e derhal katılmak üzere hareketlerini tekiden yazmış. Meclis, gö:;
(37) aynı yer, s. 747. > (38) Z.C., C. XXII, (7.9.1338), s. 535-536. Bıı tür tezkerelerin altında takdirname alması gereken kişilerin görevleri ve adları yazılıdır. (39) aynı yer, s. .536. (40) aynı yer, s. 536.
TÜRKİYE. BÜYÜK LİLLET MECJoİsİ'NUE BÜYÜK ZAFER 159
rüşme çoğunluğunu aks• \ o
(41) aynı yer. s. 537. (42) aynı yer, s. 538. (43) aynı yer s. 555. 560-561. (44) O.CZ .• oC III, (7.9.1338), s. 750-7SL.
160 , . A. EMİN YAMAN
tuğuriu, titrediğitii belirtir. fIileler başlamıştır. Barışın kenqisinden değil etrafım çevirente4likelerden, samimi adlar altında uzatılniasından kork nıaktadır. Meclise düşen hiçbir anlaşmazlığa konu olmayan, "Mısak,,:ı Milli" etrafında toplanmak, doğru'düşünmektir. Hüseyin -Avni Bey _(Erzurum), Avrup~'n~ hilelerini "kuvveden fiile" Qıkarmak;içinbinbir yola saptıklarını belirterek, "bir YunanMuharebesi yaptığımıza kani değiliz.Her halde bu Avrupa harbidir" der veYunanlıların istediğiateş- kesin, İtiHl.fdevletlerinden gelip gelmediğini sorar. Yunanlılarbunların savaş'öncüleridir. Düşman perişan "e acz içindedir. Konu yalnız Ana- dolu değildir. İstanbul, Trakya da vardır. Bizi siyasi zora sokmak ve ihtimalolmamakla bidikte Yunanlıların tekrar.topar1anması, entrika için, zaman kazanmaya çalışacakİardır. Koriuyu yine, her zaman oldu- ğu gibi Mustafa Kemal Paşa'ya getiren Avni Bey; Başkumandan'ın askeri duruma göre düşünece~ini, ancak onun diişüncesinin yeterli ol~ madığını,Meclis'in kim ile uyuşulacağınıbiJmesi ve şimdiden hazırlan- ,ması gerektiğini söyler. "Meclis, hükümete daimahakimbir vaziyette devam,etmelidir..." ilyss Sami Efendi (Muş); müzakere edilecek bir- ,şeyolmadığını, "mühür kimde ise Süleyman o olduğunu ve mesele- ,niıi ordunun süngÜlerine bağlı bulunduğunu" belirtirken; Vasıf Bey (Sivas), "... biz buna karar. vere~eyiz, orduvaziyeti askeriyesine göre hükmünÜ verebilir" düşüncesindedir. Rauf Bey, ülkeyi bir bütün ola- rak tanıdığımızı açıklayarak, "...Herşey -Ordu Genel Karargahı'na bildirilmektedir. Karargah, hükümet kadar "vaziyet-i siyasiyeveİdare- ye vakıftır..; son hakkıkelam ordunundur." saptamasını yapar4S •. Hariciye Vekaleti Bütçeşine, on bin. lira eklenmesineilişkin tez- kere ilemülki memurlardan %20 kesilmesineson verilmesi hakkılldaki önerge, 9 Eylül i922'de toplanan Meclisin başlıca çalışma konularıdır. Salahattin Bey (Mersin), daha önce de gündeme getirdiği, hükümetin görev ve sorumluluğu hakkındaki kanununCumartesi günleri görüşül- mesıhakkında önerge verir46• Konuşmasında, tecrübelerine dayanarak, yılsonuna kadarbütçe ile uğraşılsa bile sonuç alınamayacağını, geri , alınan yerler için hemen teşkilat yapılmakta ve bütçeye eklenmekte .. olduğunu, 15 gün geçtikçe bütçede. ek ve indirimlerin olmasını doğal karşıladığını'belirtir. Hükümetin önünde önemli ve nazik görevler var.,..' keiı, mesaisiniböyle konulara [butçe] vermesi doğru değildir. Yapıl~ ması gereken, "Vekiller Heyeti'nin havada gezen" yetki ve sorumlulu- ğunu saptamak, hızla büyüyen büyuyecek menÜeketimizdeyönetimle i
(45) aynı yer; s. 751-753. (46) Z.c., C. xxii. (9.9.1338), s. 567-:-568.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 161
/ ilgili zorlukları gidetmek, geri alınan yerleri bayındır hale getirmek ve canlandırmaktır. . . 11 Eylül 1922 günü söz a.1anKazım Paşa (Müd. 'Mil. Vek), Or- dumuzun Bursa İsta&yonu'na girdiğini. ve bir' askeri birliğimizin, de şehrin güvenliğiyle görevlendirildiğini haber aldıklarını belir~erek, "... Bursa alınmıştır, tebril(47) aynı yer, (11.9.1338), s. 619-620. (48) O.C.Z., C. III, (11.9.1338), s. 756-766.
162 A. EMİN YAlılAN
belirtir. SeHihattin,Bey (İzmir)'in bu telgrafa cevapyazılması ve Meclis' in selamının bildirilmesine ilişkin teklifi kabul edilir49: J 13 Eylül günlü oturum gündeminin ağırlıklı konusu Meclise gelen sayısız kutlama telgraflarıdır. Özellikle Afgan sefiri Sultan Ah~ met Han'ın teltrafı ile Rus sefiri Aralof'un tebriknamesi dikkati çeker. Samsun'lular tarafından ordumuza "şükrane-i zafer" olarak 50.000 paketi subaylara, 350.000 paketi erlere olmak üzere toplam 8.000.000 sigara gönderildiğilJ,in bildirilmesi de ilginç konular arasındadırSa. Mali durum için de, bir 'ölçü kabul edilebilir.
14 Eylül'den itibaren ateşkes vebarışa ilişkin konuların Meclis't: çlaha çok ilgi gördüğü ve hazırJık amacıyla bazı düzenlemelere gidildiği görülür. İtiliif devletleri temsilcilerinin baskısı sonucu İstanbul Hükü- meti 8 Ocak i920'de ; genel savaşiçinde yapılan "techir"e ilişkin karar- nameleri ' kaldırmış, "techir" edilen kişilerin' tasfiye edilen taşınır ve taşınmaz mallarına ve "techire" tabi tutulanıara devletin tazminatver- mesi kararını almıştı. Bu kanun; İstanbul'un işgali ve B.M.M.'nin açılı- şından öp.ce çıktığı için kaldırılması teklif edilir. Gerekçe olarak, Ka- }lun-u -Esasi'nin 36. maddesiyle, Meclis-i Mebusan'ın onaylamamış olması gösterilir. Barış görüsmelerinde, aZl1llıklar ~orunu sözkonusu olduğunda karşımıza çıkacağl1lcan, ertelenmesi mümkün değildir. Tek- lif, uzun tartışnıahırdan sonra kabul edilirSI. .
16'~ül günü Hakkı Hami Bey (Sinop) i'leSaHihattin Bey (Mersin) . in; Ateşkes tarihinden, 16 Mart 1920 tarihine kadar, düşman etkisi altında hükümetçe yayınlanan kararnamelerin, millet ve' mÜlkümüz menfaatlerine aykırı olanların, araştırılması ve Meclis'e arzedilmesine ilişkin teklifleri, Hükümete gönderilmek üzere kabul edilirsı.
18 Eylül günü Meclis en tartışmalı 'oturumlarından birine sahne olacaktır. Meclis açılır açılmaz, Sıhhiye VekiH Rıza Nur Bey ile Dahili- . ye Vekaleti Vekili Ata Bey'in istifaları sunulurs3. ' ,
,Gizli oturumda, Mustafa Kemal Paşa'nİn, genel durum üzerinde görüş alışverişinde bulunmak ,:,egerekli önlemleri almak için "Heyet-i Vekile"yi cepheye daveti, dolayisıyla hükümetin Meclis'ten izin iste-' / (49) aynı yer, s. 766. (50) Z.c., c. XXIII, (14.9.1338), s. 4-9., (51) G.C.Z., c. III, (14.9.0'38), s. 768-774. (52) Z.t., c. xxrri, (16.9.1338),s. 52. (53) aynı yer, (18.9.1338), s. 97-98.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 163
mi gündeme gelir. Rauf Bey, 10 Eylül'den beri (17 Eylül'ekadar) Ge-'. nel ~aratgah ile düzenli haberleşilemediğine, ülke' işlerine savaşın ha- , kim olması sebebiyle, hükümetin karar alabilmefi için ordununbakış açısını bilmesi gerektiğine değinerek, bunun için Mustafa Kemal Paşa' ya bir noktada buluşmak isteğinin iletildiğini belirtir. Mustafa Kemal Paşa, savaş nedeniyle bulunduğu yerden ayrılamayacağını, kendisinin de hükümetle görü~me gereğini hissettiğini bildirmiştir. Bu zorunı'uluk- .,lardandolaYl, Meclisuygun bulursa, hükümetin gidip gelmesi arzedilirS4 itiHlf devletlerinin, Başkumandanlık nezdinde girişimlerde bulunmak üzere olduğunun belirtilmesi ile de, şiddetli tepkiler gelir ve "o halde Meclisi kapatalım" sözleri yükselir. Üyeler kişisel görüşlerini, konuyu biraz da abal'tarak; değişik önrriler getirerek açıklamaya başladar. Hüküm~tin Meclıssiz kan~.rveremeyeceği, Meclis'inhükümetsız ola- mayacağı,hükümetl~ beraber Meclis'in de gitmesi, Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya gelmesi ve ağırlıklı olarak da hükümetten bir yada birkaç kişinin gidip gelmesi düşünceleri savunulur: , Salahattin ,Bey(Mersin): "... Görüşülecek iş nedir? Anadolu se- feri bitmiştir. İş hükümetindir. Merkezi hükümetin orduya raptetmek iinkanı vardır", haberleşmeyi sağlayın çıkışını yaptıktan sonra bunu, hükümetin gidemeyeC(eği,icra kuvvetinden Meclisin mahrum olamaya- cağı, "... Heyet-i Vekilebizim eıimiz kolumuzdur" sözleriyle destekler. Yapılması gereken, hükümet içinden bir kişinin gidip gezmesi ve an- laşmasıdırss. Salahattin Bey'in 'hedefi, daha önceki oturumlarda da görüldüğü üzere Mustafa Kemal Paşa'dır. Haberleşme yokken görüşü~ lecekişin ne olduğunu sorması, Anadolu seferininbitmişolduğunu söy- lemesi,dahası bu sözlerine karşın, 4 Ekim 1922'de, İtilaf devletlerinin boğaza sokacak orduları olduğunu iddia etmesiS6, kendisinin çelişkiler içinde olduğunu göstermektedir. Hüseyin Avni Bey(Erzurum), Avrupa, Avrupa'dan bizimleh~ber- leşirken, Başkumandanlıkla haberJeşilememesiiıi "acaip" karşılar. "Anadolu'da muharebe bitmiştir. .. Bı:ışkumandanhğın burada bulun- masıyla, cephede bulunması arasında bir fark yoktur. Ordu hmir'i tuttuğu gün, Başkumandan burayı tutacaktı. Gelecek, askeri görevini ,şan ve'şerefle yerine getirdiğini belirtecekti..." ordu Misak-ı Milli'ye kavuşuncaya kadar faaliyete devam edecek: Meclis çalışacaktır. Askeri acz içindeki düşmana zaman kazandırılm?malı<İır... Ordunun, düşma-
(54) G.C.Z., C. m, ([8.9.1338), s. 784-785. (55) aynıyer, s. 785. . (56) anyı yer, (4.10.1338), s. 869.
164
. .A. EMIN YAMAN
,.
~nın hazırlanmasına meydan vermesi çok kötüdüL Devletler, askeri du- rum için Başkumandanhk ile ilişki kurabilirler, ancaksiyasi durum için Başkumandan cevap verem~z. Teklif gelirse, HariciyeVekaleti,var diye~ cektir. Hariciye Vekaletine, başvurmuyorlar, burası dış ilişkilerim.izde tek makamdır der. Hükümetgerek görürse, Meclisle beraber' gider .. (!). Yalnız hükümet giderse ~ararveremeyeceğini, dimağın .Meclis 01- , duğunu ileri sürerek; siyasi meselelerin çözümlenme3Lıçin Mustafa Kemal Paşagelsin, kimse gitmesin düşüncesini savunurS?. Yahya Galip Bey (Kırşehir), "Anadolu seferi bitmiştir" düşünce- .-. '\ sinde olanlardandıf' Hükümetin gidip, görüşüp gelmeS,i12 gününü ola- caktır.Bu işin bir günde telgrafla halledilmesi mümkündür. Başkuman- , dan'ın Ankara'ya gelememesini" ... bilmem .belki önemli görevi var- dır ..." sözleriyle"küçümserken "... veya Meclis kalkar gider"g'örüşünü savunurSB. . . . .'" •. . ,". . Müfit Efendi (Kırşehir), bir iki kişinin gitmesinden .yanadır. "Gi- decek isek beraber, kalacak İsek beraber" dir. Vehbi Bey (Konya). Başkumandan'ın bu günlerde Ankara'ya gelmesinin döğru olmadığını, ( bir ikikişinin gitmesi gereğini belirtir. Tevfik Rüştü B~y (Menteşe), 'i hükümeti "... BaşkumandanlıkJa görüşmedikçe katar alamaz ve alma- makta' haklıdir ..." ~özleriyle desteklemekle beraber, barış masasına 'oturduğumuzda gereke~ği için üç-dört vekilin gitı?esini önerirs9• Cevap vermek üzere söz alan H.Rauf Bey;, "Anadolu seferi bit- miştir". sözüne karşı,amacımizın "Misak-ı Milli" olduğunu hatırlatır. "Sıfat ve seHihiyetler ve makamlar üzerinde, şekiller üzerınde oynama- ' yahm". TÜ,mkumanda heyeti ile özellikle de ötedenberibize rehberlik eden Başkumandan ile görüş1l).ek zorunluluğu duyuyorum der. Rauf," Bey, Başkumandan'ın, askeri zorunluluk nedeniyle gelemiyorum öedi- : ğinİ hatırlatarak, "... Mesele bitmemiştic" Hangi yetkiyle, gelemeyecek r durumdaolduğunu söylediği halde, "öyleyapma şöyle yap" diyeceği-. ni sorar. Buzamanda, bu kadar ağır bir sorumluluğu.üzerine alamaya- " cağını söyler. Meclis tarafından sedImiş Başkumandan'ın, ordu ile Mi- sak'ı Milli'ye, yürüdüğünü, teklifte bulunmak isteyen, barış yapalım' diyecekbir yabanemın Başkumandan 'la' görüşebileceğini, ancak onu~ karar almayacağını belirtir60• " " , , . . r (57) aynı yer, (18.9.1338), s. 788. Hüseyin Avni Bey, Rauf Bey'in konuşması üzerine; M. Kemal Paşa'nın görüştüğü konuları Meclis'e arz etmesinin' esas old~ğunu belirte- rek hükümetten bazı kişilerin gitmeşini olumlu karşılıyor. 791. ' (58) aynı yer, s.788. (59) aynı yer, s. 789, 786-7$7. «(i0) aynı yer, s. 790-791.
T,ÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK' ZAFER 165 , Tartışmalar, verilen önt'rgelerle netleştirilmeye çalışılıİ' ve sonuçta, Heyet-i Vekile Reisi M. 'Rauf Bey'le, Harkiye Vekili Yusuf Kemal Bey' in gitmeleri kararlaştırılır61. Rauf Bey'le, ,Yusuf Kemal Bey'in Başku- . ./mandanlık ~arargahıI1a gideceklerine ve yerlerine Rıza Nur Beyile Abdullah Avni Efendi'nin vekaletetmesi hakkındaki karar, "Milli ordumuza ve Jlaşkumandan Paşa Hazretlerine ,selam söylersiniz" ses- leri arasında. alınır62• • .~
20 Eylül'de, Meclisoturumları sakin geçer. Bursa'daki gösteriler! ve Meclis'in Bursa:ya davet edildiğine ilişkin telgraf okunur. Bunu, sa- vaşta yararlılıkları görülenlerin takdirname ile ödüllendirilıp.esine iliş- kin, yeni gelen yazının okunması ve kabuledilmesi izler63.Gizli oturu:- mun konusu ise Duyun-u, Umumiye-idaresidir. Gelece~~geiıelbarıştan .sonra ke,sinleşecek idarenin sürekli ek verği ve' zam gören gelirleri, VaridaLMazbatasında ve Duyun-u Umumiye Mazbatasında savaş kar- şılığı olarak dÜşünülmüş ve gösterilmiştir. Duyuriu Umumiy~ aslında gelirl~tiiıi Maliye Hazinesine verdiğinden, savaş karşılığı olan zamların hesabını tutmamıştır. Buda, barış görüşmelerinde başımıza problem çıkarabilecektir. Düzeltilmesi için "Muvazene-Umuıp.iye Encümeni"ne, havalesi kararlaştırılır64. 21' Eylül'de, Hükümet Başkam Rauf Bey'in Uşak ve'Afyon"dan gönderdiği, kısa, izlenimlerini içeren telgrafları okunur6s. . .' . 23 Eylül Cumartesi günü, düşmandan geri alınan, yerler halkına yardım edilmesine ilişkin kanun tekliflerinin acele görüşülmesine dair, önergel€?r verilir66. Gizli oturumda verilen önergeler, Bursa'mn Meclis'idavetine iliş- kindir. Önce reddedilmesine' ra~en, ısrarlar üzerine uzun tartışmala- :ra ned~m ~lur.IBirçok miJ1etv~ki1itoplantı1ar~, Bursa'da devam 'edile- lebileceğigörüşündedir. Kimisi teinsilcigönde~mek gerekliHğini savu- nurken, kimisi de asıl görevimizi yürütemeyiz; uzun zamanımızı alır, uygun bir cevap verelim düşüncesindedir. Emir Paşa (Siyas), Meclisin Bursa yada İzmir'e gitmesi yanlısıdır. Hükümet merkezi oluş,turulma-
(61) aynı yer, s. 791-795,800. (62) Z.C., C. XXIII, (18.9;1338), s. 101-102. ,(63)' aynı yer, (20.9.1338), s. 107-109. (64) G. C.Z., C. III, (2Q.9.1338),s.800-803. (65) Z.c., C. XXIII, (21.9.1338),s. 105 vd. . (66) aym yer, (23.9.1338),s. 154.Tasarı, 25 Eylül'de yasalaşır ve 500.000lira ödenek ay- rılır. bJ\
166 A. 'EMİN YA~rAN
diğını, her tarafıiı nıerkez olduğunu belirterek," ... yani biz seyyar bir meClisiz:.. gidersek günü gününe haber alırız" der. Sonuçta, gitmek ar- zUedildiği, ancak önemlİ işler olduğu, üstelik diğer yerlerin güceneceği belirtilir. Ankara'daki milletvekili ailelerinin ~tmesi de 'sorun olacak- tır. Bursa'ya gidilmesiııin,uygun bir zama.naertelenmesi teklifi, kabul edilir67• Hariciye VekfıletiVı;ıkiliRıza Nur Bey,siyasidurum hakkında bil- gi vermek üzere kürsüyegelir. ~'8hnd.ayeni durum hakkında fazla bil- gi yoktur~Nedeniise, yolların iyi işlememesivelıaberleşmeiıin çok za- man yapilamamasıdır. Ordumuz, "mıntıkai bitaraf:' denilen.yere var- mıştır. Rauf .Bey'le~Yusuf KemalBey İzmir'dedirler.,Açık bilgi olma- manna rağmen, Gen,eral Pelleacele olarak İzmir'e gitmiş ve Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüştür. Ordumuz Çanakkale;ye ulaştığında İngi- ljzlerbuyük bir telaş veheyecan göstermiş, Fransa ve İtalya'yı.yanları- 'na. alarak silahlı kuvvete başvurmakistemişlerdir. Yugoslavya veRo- manya'ya da teklifte bulunmuşlardır. Alınan bilgiyegöre, Fransa ve İtalya, bu işe1karışmamaktadır: Her ikiside boğazların serbest olmasın-, dan yanadır. Bizde aleyhinde olmadığımızı dünyaya ilan ettik. Haber- leşmenin düzensizliğinden yakınan Rıza Nur Bey, alınanbilgilerin gü- venilir olmadığını, daha çok Trihun, Reuter Ajansı ve Daily Maj1'den, İstanbul basınına yansıdığı biçimde alındığını açıklar. Kesin 'olmamak- la birlikte, sağlambir yerden alman bilgiye göre: İngiltere 60.000 kişilik bir otdu göndermeğe karar vermişveDmdni'da asker toplama- ya başlamıştır. Fransa'nın d.üşüİlcesinegöre,LIoyd George mağlup- tur. Hükümet politikası olarak. "Sulh için, Yunanlılar askeri harekfıt- sız, Trakya'nın ve İ~tanbul'un T.B.M.M.'ne teslim etmek şartıyla Bo- ğazlarinserbestisini şimdiden ilan ediyoruz" der68• . ! Soz .alan Mustafa Durak Bey'in(Eruzurın), Çanakkale elimizde olduktan' sonra, İstanbul'a 3-5 gün içinde girebileceğimizden hiçbir şüphesi yoktur. O halde, "Ordumuz İstanbul'a girdiği vakit... B.M.M. nin ordu lıeberaber olınasılazımdır". Hüseyin Avni Bey, önce ajans haberlerini gönderen sefirleri eleştirir, sonra her zam.an olduğu gibi üstü kapalı Mustafa- Kemal Paşa'ya yönelir.Pelle ilegörüşülmesini eleştirir: "... Hariciye Vekili Başkumandan olamayacağı gibi, Başku~
(67) O.C.Z., C. III, (23.9.1338),s..806, 810. Bazı milletvekilleri Eskişehir ve Bursa~dan başlayarak, kurtarılan ,şehirlerimizin 'başlıcalarında tarihi oturumlar yapmak üzere İzmir'e, Adana'ya kadar gitmeyi teklif etmişlerdir. Hüseyin Avni Bey, önce Bursa' ya gitmeyi savunurken, soniadüşüncesini yuinüşa(mış" "bitarafım" demiştiı:. (68) -aynı yer, s. 812-818.
TÜUKİYE BÜYÜK MİLUıT l\lEcLİSİ'NlJE BÜYÜK ZAFER 167
. \ .. . mandan da Hariciye Vekili vazifesini yapamaz ... Ne kadar kudreti si- yasiye haiz olursa olsun, milletin siyasi ağzı ancak Hariciye Vekaleti- dir". Hariciye Vekili'nin, Paşa'ya söz vermemefi anlamına gelecek söz~ ler sarfeder. "... Eskiden Türkiye'de iki hükümet vareı. Bugün üç hükü- met oldu ..." deı' ve 20 gündenberi siyasi durum lıakkında bilgi veril- menıesinden yakınır. Sonuçta, "Başkuniandanlık Karargahı ile irtibat 'tesisi ve alınacak malumaHan Meclisin haberdar" edilmesine ilişkin bir önerge verilir ve Hariciye Vekaletine tebliğ edilir69•
25 Eylül Perşembe günlü oturumda yine, subayların takdirname ile taltifleri konusukabul edilir70• Abdullah AzmiEfendinin, İzmir'de bulunan Rauf Bey ile yapılan haberleşme ve konferans Çlavetine iliş- kin telgrafları, gizli celsede, m~cliSe arzedilir71 ; Rauf Bey, Franklin .Bouinon'un İzmir'e geleceğine ilişki~ Başkumandanlığa telgraf geldi- ğini, bazı dahiliye ve adliye memurlarının derhal izmir'e gönderilmesi gerektiğini, Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey ve Dahiliye Vekili Fethi Bey'in İzmirde ikam~tleriniıi uzatılmasında zorunluluk olduğunu belir~- ı~ıiş, 23. Hukuk Müşaviri Münir Bey'i tercümanlık yapmak ve zabıt tutmak için istemiştir. Hamit Bey'den Başkumandan'a gelen telgrafta~ Fransız ve İtalyan askerinin çekilmekiçin emir aldığı bildirilmiştir.
Hükümet cevap olarak, Franklin Bouillon ile Ankara'da görüşül- mesini istemiş, İzmir'de görüşmek gerekiyorsa temsilcilerin hükümetçe seçilerek, Meclis onayına sunulacağı bildirilmiştir. Rauf Bey, F.Bouli- lon İzmir'~ gelince, Ankara'ya kadar gelmesinin uygun olup olmayaca- ğının anlaşılacağı yanıtını vermiştir. Barış için henüz teklif yoktur. Baş~ kumandan bir an önce Ankara'ya gelmek amacındadır.Ancak, durum uygun değildir. F. Bouillon ile görüştükten son~a mümkün olabile- ' cektir. 24 Eylül günü İtilaf devletleri Hamİt Bey vasıta~lyla notalar vermiş: üç müttefik, tam yetkiye sahip bir temsilcinin, Venedik veya başkabir Iyerde yapılacak görüşmelere gönderilmesini istemişlerdir. Birçok ülke- ye aynı çağrı yapılmıştır. Toplantınınamacı, Türkiye ile Yunanistan ve müttefik devletler arasında kesin bir barış antlaşmasıileuğraşmak olacaktır. Üç müttefik, Türkiye'nin Meriç yeEdirne'ye kadar Trakya'yı tekrar alma arzusuna iyi gözle bakmaktadırlar. Ancak Türkiye, taraf- sız ilan edilen bölgeye ordu göndermeyecektir. Tarafsız bölgenin sap- . ,
(69) aynı yer. s. 818. 820-82J. (70) z.c., C. XXIlI, (25.9.1335), s. 166. (:71) G.c.z., c. nı. (25.9.1338), s. 823-826.
'A. EMİN YAMAN ". \ tanması için, M. Kem~ı Paşa ile müttdik generallerarasında Mudan- ya veya İzmir'de derhal bir toplantı yapılacbileceği bildirilmiştir. \ Ziya Hurşit Bey (Lazistan); bu açıklamaya karşı, "Hangi Heyet-i .V~kile?Buradaki mi, yoksa İzmir'deki mi?" tarzında tepki gözetirken; .Mehmet Şükrü Bey.(Afyon);. "Biz Heyef-i Vekileyi burada biliriz". sözl('riyletepki gôsterir. Milletvekilleri ısrarla; hükümetin kendilerine danışdığından yakınırken, hükümet, işlerin bir an önce yapilması. ge- rektiğini savunur. Bu tarştışma içinde Tunalı Hilmi Bey, büyük tepki gösterildiği için geri almak zorunda kaldığı şu sözleri sarfeder: "Efen- dim; Hükümet gecikirse niye gecikti diye burada çençeİl ederiz..."72 27 Eylül günlü gizli oturumun gündem;; M. Kemal Paşaile vekil- , lerin Ankara'ya dönüşleri, siyasi meseleler, İngilizlerin İstanbul ve .Trakya'dakihareketleri, esirlerin değişimi meselesidir. Başktımandan- dan gelen, 26 Eylül tarihli telgrafagöre; Askeri harekatımız Boğazlar mıntıkasına, Marmara sahillerine ve İzmir çevresine ulaştığından beri .' ciddi, birbirine giren, siyasi karışıklık içine girilmiştir. 9 EylÜrden beri hemen her gün askeri birliklerimiz, İtilaf devletleri askeri birlikleri ve . konsolosları ile temas halindedir. ı;laşkumandanlık, biryandan askeri harekatı ertelernekten endişe duymakta, diğer yandan siyasi girişimler- . de oyuna gelmemey(},askeri h~rekatm aleyhimize dönmemesine.çalış'"" maktadı!;".Son notada, Yunan ordusununTrakya'dan çe19leceği,slllı- 'r rın tayiniiçin, Mudanya'da,kumandanlar arasında askeri konferans" toplanması sözkonusu olmuştur73• ' . , Millen:ekilleri, İstanbul ve Trakya'da Rum ,ve.Ermeniledn yapa- cakları tahribattan kuşkulandıklarını belirterek hükümetin önlemler almasını"İstemişler74•Daha sonra, Mustafa Kemal vevekillerİn Frank- i -lin Bouillon ile görüş~kten sonra Ankara'ya ~ıareketedeceklerine da-, ir alınanşifre meclisesunulmuş,'gizlioturuma son veritmiştir7s.Yahya: Galip Bey (Kırşehir), Ankara'ya gelecek olan, Gazi Mustafa Kema! -Paşa'nın karşilanması için, Meclis'ten on üyıenin görevlendiritmesine' ilişkin birönerge vermiş, Meclis'in onayı üzerine görevlendirilecekler, Divan BaşkanIı~'ncak1.İra ile beIirlenm1ştir7's. •
(72) aynı yer, s. 827. (73) aynı yer, (27.9.1338), s. 833, 836. (74) aym yer, s. 834-,835. (75) aynı yer, s. 838. • (76) Z.c., C. XXIII, (27.9.1338), s. 193~194; Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adarı! Mustafa Kemal, C. III, İstanbul, 1978, s. 27. Mecl:istetemsil edilen iki grubun oluş- turduğu 12 kişilik heyetin Mustafa Kemal Paşa'yı Polatlı'da kar.şıladığım belirtir. - M. Kemal, 2 Ekim'de Ankara'dadır. .
" /
, '
i
'.
, . TÜRKİYE .BÜYÜKMİLLET MECLİsİ'NDE BÜYÜK ZAFER 169 ". ,. GelişmeJerin~çıklıkkazanması ve M, Ke~al Paşa'nın Ankara'ya 'gelecekolması nedeniyle.)Meclisin 28 EyıüıPerşembe ve 30 Eylül Cu- . martesi günlü oturumları) sakin geçmiş77.Gizli oturumda, M. Kemal Paşa veVekillerin İzmir'den Ankara'ya, Afyonkarahisar üzerinden 29/ 30 Eylül günü trenlehareket ~:ttikleri;Afyon'dan hangi yolu izleyecek- lerinin daha sonra bildirileceğine ilişkin telgraf okunmuş ve sevinçle karşılanmıştır78. . 4 Ekiriı'de, M.Kemal Paşa ve,diğervekillerin de katılımı ile top- lanan ''Meclis,Ali Fethi Bey'in Dahiliye Vekaleti'nden istifasının belir- '.tilmesi ile çalışmalarına başlamış, Mustafa Kemal Paşa'nın uzun söy- levinden sonra, gizli otururna geçiİerek,üç müttefik devletin, 23 Eylül . günü, Hüküme~everdikleri nüta ve buna verilecek cev~binom Meclise sunulup, tartışmaya açılmıştır. Cevap vermeyelim, bariş konferasına kalsın itirazları ilekonferans lZmir'de.olsqnönedleri yapılmış. Sözalan' Mustafa Kemal Paşa, cevap ertelendikce; onlarında konferansı ertele- yecı~klerine-işaret edince, hükümetincevabinotası kab,ul edilmiştir79. Bu oturumda Meclisin, barışta karşılaşılacak güçlükleri daha açık gör- meye başladığı anlaşılmaktadır. -' Türıdye Büyük MiİIet Mecllsi, BüyiikZafer öncesi ve sonrasında olağ:ançalışmalarını sürdürmüş, çalışma günleri olan, Pazartesi, Çar- _şamba; Perşembe ve Cumartesi günleri düZenlitoplanmış, askeri haie- ,katı etkileyecek herhangi bir özeloturuma getek görmemiştir. "Her evresiiledüşünülmüş, ha:zırlanmışveyÖnetilniiş",amacı düş- ma~ı kesin sonuçlu bir yenilgiyeuğratmak olan. hazırlıkları vegelişimi büyük bit gizlilikiçinde yürütülen "Büyük Taarruz"; Meclis'in de bek- lemediği bir zamanda başlamış, büyük coşkuyla karşılanmıştır. Saldı- rının beklenmemesinde ,kuşkusuz muhalefetin yaptığı, "orduİhuzun yerinden kıpırdayamayacağı, saldırı yeteneğinden yoksun olduğU" propaganda_ı etkili olmuşttil;. ' 26 Ağustos Cumartesi günü' öğleden sonra, saldırı.müjdesini alan', Meclis, saldırının birkaç gün son derece gizli tutulması uyatısına titiz- likle uymuş, gelen zafer haberleri ve kut1an:ıalarımerak ve coşkuyla iilenmiştir. 26 Ağustos'cin 6 Eylül'e kadar geçen zaman içinde gizli oturum yapılmamasıda, gizli~ğikoru:ma amacına dönük olmaIidır.
(77) Bkz. z.c., C. XXIII. (28.9.ı338), s. 223 vd. (78) G.ç.Z., C. III, (30.9.1339), s. 840. ,(79) aynı yer, (4.10.1338), s. 860-874.
(30.9.1338),-s. 252 vd.
170 A. EMiN ,YAMAN
Zater haberleri ile belirsizlikler ortadan kalkmaya başlayınca; suskun. lük yerini yeni bir heyecan v~ hareketliliğe bırakmıştır.'
Bütçe ve aflarla ilgili çalışmalar gündemlerin esasmaddelerj 01- 'makla birlikte, Meclis gündemlerine, kutlamalar, yeni askeri v,esiya~i ,durumla ilgili konular girmeye başlamış, kararların oybirliği ile alın- masına, tartışmalı konularıngizlj oturumlarda görüşülmesine özen gös- terilmiştir. Yeni duru!nla ilgili başlıca konular; 26 Ağustos'tan 31 Ağus- tos'a kadar süren savaşlarda olağanüstü hizmeti geçenlere, B.M.M. takdimarnesi verilmesine ilişkin Başkumandanlık yazılan, kurtarılan yerlerin milletvekillerinin izin istemleri, düşmandan geri. alınan yerler halkına yar"ilm edilmesi, ek bütçe tasarıları, maaşİardan kesilen % 20 • lerden vazgeçihnesidjr. "Müşirlik" ve "Feriklik" terfiileri, Hükümetin, Başkumandanlagörüşme zorunhıluğunu iletmesi, ateşkes ve yeni siyasi gelişmelerde İtiHif de:vletlerinin Başkumandanı mujlatap kabul etmesi; Başkuman~an, Hükümet ve Dışişlerj Bakanının sert eleştirilere uğ~ ramaSına neden olmuştur. Abartmalı ve birçok açıdan haksız da olsa, , milletvekilleri haklarına kararlılık ve kıskançlıkla sahip çıkma eği1i- mindedü'.'
Anadolu düşmandan temjzlenmek üzereiken, zafer kazanılacağına mutlak inanç 'doğduğunda, yapılacak barış görüşmeleri için hazırlıklı, olma gereği vurgulanmış, karşımıza çıkanlabilecek sorunlar gündeme getirilmeye ve kaynağının yok edilmesine çalışılmıştır.
Hükümet'te ve Meelis'te görülen en'büyük yakınma, yolların kulla~ nışsız, cephe- ile haberleşmenin aksak ve çok yetersiz olması, sağlıklı ve düzenli bilgi alına.mamasıdır. Hükümetin verdiği bilgiler ise; kısa cephe haberlerine ve daha81 hiçte sağlıklı olmayan, İstanbul basınına yansıyan bjçimiyle Avrupa basın ve ajans habederine dayanmaktadır. .Oysa Meclis, ayrıntılı bilgj jstemekte kendisinin siyasi konuları karat altına alacak tek yer olduğunu sık sık tekrarlamaktadır. Misa,k-ı Mil- li tek, sarsılmaz ortak hedef olarak görülmektedir.
Zafer sonrasında bazı bakanların istifalarım sunmaları, hiç bir açıklam~ yapılmamasına rağmen, hükümetin bazı önemli sıkıntılap olduğunu göstermektedir. Mecljs, birlik görüntüsünü zedeıememek için konunun üzerine gitmemiş olmalıdır.
Türk Kurtuluş Savaşından sonra, Mustafa Kemal Paşa'ya soru yöneIten bir gazetecinin, "Zaferi n,e ile kazandınız?" sorusuna aldığı, "telgraf telleriyIe:' c$vabı konumuza başka bir boyut kazandırmakta-
! ,

, . TÜRKİYE BÜYÜK MİI.I_ET LE cı_İsİ 'NDE nÜYPK ZAFEIl 171
4ır. 'O haJde, konu Meclis'le haberleşilememesi değil, Mustafa Kemal Paşa'nın, her evresini düşünmüş olduğu saldırıyı sonuna, amaca ula- şıncaya dek gizlilik içinde yürütme, zaferleri dışarıya önemsizmiş gibi gösterme çabasından kaynaklanni.3:ktadır. Bu gizlilik, Meclisi de kapsa- mıştır. Birçok önemli başarıdaR, özellikle hmir'in kurtarılmasında:nson- ra karşılaşılan askeri/ve siyasi sorunlar, "Büyük Taarruz"un )ıenüz ta~ mamlanmamış olduğunu ,göstermekte, Mecli,,'te "Anadolu seferi bit- . miştir" düşüncesini savunanları yanıİgıya düşürmektedir. '
Son çözümlemede şu söylenebilir; "Büyük Zafer", yeni Türk Dev- letine çağdaşlaşma .yolunu açan en büyük kapı olmuştur.
••
,.
i
,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder